Hz. Osman kimdir? Kaç yıl halifelik yaptı? Nasıl şehit edildi?

Peygamber Efendimiz’in 632 yılındaki vefatının ardından, İslam Tarihi’ne 4 halife dönemi olarak geçen ve Peygamber Efendimiz’in yakın çevresinin yönetimde olduğu halifeler dönemi resmen başladı. İslam tarihine damga vurmuş bu dönemde İslam Sancağı dünyanın dört bir yanına genişledi. Fakat bu dönem aynı zamanda siyasi olarak son derece çalkantılı bir dönem oldu. İşte bu dönemlerden birine Hz. Osman liderlik etti. Hz. Osman, üçüncü İslam Halifesi olduğu dönemde büyük siyasi tartışmaların ortasında kaldı ve nihayetinde şehit edildi. Peki Hz. Osman kimdir? Hz. Osman kaç yıl halifelik vazifesi yaptı? Hz. Osman’ın hayatına dair detayları sizlerle paylaştık.

Hz. Osman Kimdir? 

Hz. Osman, Din-i İslam tebliğ edildiğinde ilk inanlardan biri olan, ardından Peygamber Efendimiz’in yanından ayrılmamış, hatta iki kızı ile evlendiği için Zinnureyn, yani iki nur sahibi lakabını almış, en nihayetinde İslam’ın üçüncü halifesi olma vasfına erişmiş bir sahabeydi.

Hz. Osman, Fil vakasından 6 yıl sonra, yani 574 yılında Taif kentinde dünyaya geldi. Babası, Kureyş kabilesinin en zengin liderlerinden biri olan Affân’dı. Annesi ise Ervâ bint Küreyz’di ve Peygamber Efendimiz’in halası Ümmü Hakîm Beyzâ bint Abdülmuttalib’in kızıydı. Yani Hz. Osman, uzaktan da olsa Peygamber Efendimiz’in akrabasıydı.


(Taif kentinin günümüzden bir görüntüsü)

Peygamber Efendimiz ile arasında 6 yaş olan Hz. Osman, İslam’ın tebliğ edilmesine kadar Mekke’nin önde gelen tüccarlarından biriydi. Hz. Ebu Bekir‘i de yakından tanıyan Hz. Osman’ın İslamiyet ile şereflenmesi de Hz. Ebu Bekir‘in delaleti ile olmuştur. Bu nispette Hz. Osman ilk 10 Müslüman arasında yerini almıştır.

Mekke’nin önde gelen tüccarlarından olmasının yanı sıra, Kureyş içinde de ünlü olması neticesinde, Müslüman olması Mekke içinde büyük yankı uyandırdı. Hatta Hicret öncesinde Amcası  Hakem b. Ebü’l-Âs, Hz. Osman’ı bağlayarak, dininden dönene kadar bağlarını açmayacağını söyledi.Fakat Hz. Osman dininden hiç bir şekilde dönmeyeceğini beyan edince bu inadından vazgeçti.

İslam’ın henüz 5. yılı varmadan, Peygamber Efendimiz’in kızı Rukkiye ile nikahları oldu. İslam’ın beşinci yılında ise, Müslümanlardan bir grup ile Habeşistan’a gitti. Bir yıl sonra ise Mekke’ye döndü.

HANIMININ VEFATINI ÖĞRENDİ

Mekke’ye döndükten sonra bu sefer İslam Tarihi’ni kökünden değiştiren bir karar alındı ve Müslümanlar Mekke’den Medine’ye göçmek zorunda kaldı. Hicret olarak anılan ve Hicri Takvim’in başlangıcı olan bu olayda Hz. Osman, Ensar’dan, yani Medine’de yerleşik Müslümanlardan Evs b. Sâbit’in evine yerleşti ve onunla kardeş oldu.

Hicretten sonra, Müslümanlar, Mekke’de kalan mallarının müşriklerçe yağma edilmesi üzerine Bedir Savaşı kararını aldı. İslam Tarihi’ndeki bu ilk savaşta kahramanlıkları ile dillere nam salan Hz. Osman, savaştan döndüğünde eşi Rukkiye’nin vefat haberini aldı.


(Bedir Savaşı'nın yapıldığı meydan)

Hicretten 9 yıl sonra, Peygamber Efendimiz Hz. Osman’a sevgisini göstermek maksadı ile onu bir başka kızı olan Ümmü Gülsüm ile nikahladı. Bu nikah ile birlikte Hz. Osman, Zinnureyn lakabını aldı.

MEKKE İLE MÜZAKARELER

Bir kaç gazve’de, Medine’de Hz Peygamber’in vekili olarak kalan Hz. Osman, gazvelerin ve savaşların ardından Hudeybiye Barışı’nda Peygamber Efendimiz’in elçiliği görevini üstlendi ve Mekke’ye gitti. Mekkeliler, Hz. Osman’ın dilerse Mekke’ye ziyaret edebileceğini söylese de, Hz. Osman bunu reddererek, Peygamber Efendimiz’in Mekke’ye gelmediği hiç bir durumda kendisinin de gelmeyeceğini söyledi ve Mekkeliler ile uzun süreli görüşmeleri yürüttü.

PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN VEFATINDAN SONRA

Hz. Muhammed (s.a.v) 632 yılında vefat ettikten sonra, İslam’ın ilk halifesi Hz. Ebu Bekir oldu. Peygamber Efendimiz döneminde vahiy katipliği yapan Hz. Osman, Hz. Ebu Bekir döneminde de katiplik ve müşavirlik görevlerini ifa etmiştir.

Uzun zaman önemli görevlerde yer almayan Hz. Osman, Hz. Ömer’in vefatı üzerine İslamiyet’in üçüncü halifesi olarak 644 yılında görevine başladı.

HZ. OSMAN’IN HALİFELİK DÖNEMİ

Hz. Ömer’in şehit edilmesinin ardından Şura heyeti tarafından Hz. Osman halifelik görevine seçildi. Hz. Osman döneminde, Hz. Ömer’in fetihleri gibi hareketli ve genişlemeci bir dönem yaşanmıştır. Özellikle İran içlerine akın yapan Hz. Osman, 12 yıl içinde Horasan’ın büyük bölümünü fethetti.

651 yılına kadar İran’a akınlarını sürdüren Hz. Osman önderliğindeki İslam ordusu, 651 yılında bütün İran’ı İslam topraklarına kattı. İran fetihlerinin ardından bugün Afganistan topraklarında olan Belh, Herat, Buşenc, Tus gibi şehirler hızlıca fetih edildi. Diğer yandan Azerbaycan, Gürcistan, Dağıstan, İrminiye gibi yerler alındı.


(Horasan)

Hz. Osman’ın en önemli icraati ise, ilk kez Hz. Ebu Bekir döneminde şifahi halinden toplu hale getirilen Kur’an-ı Kerim’i çoğaltması oldu. Kur’an-ı Kerim’i beş veya yedi nüsha halinde çoğaltarak Mekke, Basra, Kûfe, Şam, Yemen ve Bahreyn’e gönderdiği biliniyor. Ana nüshayı ise Medine’de bırakmıştır.

Bu ilk dönemde bir çok fethin yaşanması ve ganimetlerin elde edilmesi, İslam topraklarında ekonomik açıdan bolluk yaşattığı gibi, aynı zamanda bu dönemde büyük bir barış ve sukunet dönemi yaşandı.

Fakat 650 yılından sonra işler adeta tersine dönmeye başladı. Halifenin şehit edilmesine kadar gidecek bu döneme ait olayların nasıl başladığı, fitnelerin nasıl çıktığına dair İslam tarihçileri arasında büyük ihtilaflar yaşanmıştır. Bilinen ise bu dönemde fırkalara bölünme vakaları çokça yaşanmıştır. Bazı kesimler yönetimden yaşadığı huzursuzluğu fazlaca dile getirince fitne hareketleri kaçınılmaz olmuştur. Fitneyi başlatan ismin ise İbn Sebe olduğu söylenir. İbn Sebe ise İslam’a karşı uğradığı yenilgileri kabullenemeyen bir Yahudi idi.

HZ. OSMAN’IN ŞEHİT EDİLMESİ

İbn Sebe’nin başını çektiği bu grubun fitne icraatleri ilk önce valilere karşı yaygara koparmak ile oldu. Bu yaygara zamanla bir isyan ve ayaklanma halini aldı. Asiler ayaklanma sırasında Hz. Osman’ın evinin etrafını çevirdiler. Hz. Ali, Hz. Osman’a siper olması için oğullar Hz. Hasan, Hz. Hüseyin ve Hz. Haniffiye’yi evinin çevresine nöbetçi olarak koydu. Hz. Ali’nin oğulları, geneli köleler ve çöldeki bedevilerden olan bu isyancılara nasihat etse bu etki etmedi. Bu karmaşa kırk gün kadar sürdü. İsyancılar Hz. Osman’ın evine su veya yiyecek girmesine bile izin vermemeye çalışıyordu.

Hz. Osman, bu vaziyete rağmen Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) ona nasihatini dinleyerek görevden ayrılmadı. O nasihat ise; “Ya Osman! Cenab-ı Hakk sana bir gömlek giydirecek, münafıklar onu senden soymak isterlerse sakın sen onu, bana kavuşuncaya kadar çıkarma.” sözleridir.

Peygamber Efendimiz’in sözüne kesinlikle itaat eden Hz. Osman, görevden ayrılmasa da kendisini sineye çekti. Fakat bozguncuların durmaya niyeti yoktu. Kapıdan giremeyen isyancılar bu sefer de duvarı delerek içeri girmeyi başardılar. İçeri girenlerden Kinane bin Bişr adlı bir bozguncu, o sırada Kur’an-ı Kerim okumakta olan Hz. Osman’ın başına vurdu. Ardından bir diğer bozguncu olan Amr bin Humuk, elindeki hançer ile Hz. Osman’ı 9 defa bıçaklayarak şehit etti.

Hz. Osman’ın hilafet dönemi 12 yıl sürdü (644-656). Şehit edildiğinde 79 yaşındaydı.

HZ. OSMAN’IN KARAKTERİ

Hz. Osman, Cenab-ı Hakk tarafından cennet ile müjdelenmiş 10 kişiden biri olmuştur. Ona gelen bu müjdede sadece İslamiyet’e inanan ilk 10 kişiden biri olması ve Peygamber Efendimiz’e yakınlığı ve sadakatı değil, yüksek ahlakı ve karakterli yapısı da etkili olmuştur.

Hz. Osman’ın en bilinen özelliği edebi idi. İslamiyet öncesi de saygın biri olan Hz. Osman, halk arasında edebi ile nam salmıştır. Son derece sakin, duyarlı ve edepli bir yapısı olan Hz. Osman’ın hayası ve edebi Peygamber Efendimiz tarafından da övülmüştür.

Hz. Osman’ın bilinen en meşhur özelliklerinden biri de Kur’an-ı Kerim’i çok güzel okuyuşu, yani tilavetidir. Hz. Osman Kur’an-ı Kerim çokça okurdu ve çok güzel okurdu. Bazı kıtaplarda gününün neredeyse tamamını Kur’an-ı Kerim okuyarak geçirdiği söylenir.

Nazik ve mahcup bir tavrı olduğu bilinen Hz. Osman aynı zamanda çok cömertti. , Hz. Ebû Bekir zamanındaki bir kıtlık sırasında 1000 deve yükü buğday, kuru üzüm ve zeytinyağı ile dönen kervan malının tamamını muhtaç durumdaki müslümanlara dağıttığı bilinir. Medine’ye hicretten sonra yaşanan kıtlıkta 35 bin dirheme aldığı su kuyusunu bağışlamıştır.

Şüphesiz Hz. Osman’ın ilmi de son derece meşhurdu. Kur’an-ı Kerim’i ezbere bilen Hz. Osman, Hz. Peygamber’in sağlığında fetva sahibi olan bir kaç kişiden biridir. Hz. Osman aynı zamanda hac ibadeti konusunda da son derece bilgilidir.