Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V) vefat ettikten sonra, İslam Tarihi’ne 4 halife dönemi olarak geçmiş olan dönem Hz. Ebubekir’in halife seçilmesi ile başlamıştı. Hz. Ebubekir dönemi genelde iç karışıklar, sahte peygamberler ve çeşitli sorunlarla geçmiştir. Fakat bu dönemde bile İslam sancağı dört bir yana taşınmıştı. Yine de İslamiyet açısından asıl yayılma Hz.Ömer döneminde olmuştur.
Hz. Ömer veya Ömer bin Hattab, hem halifelik döneminde, hem de Peygamber Efendimiz sağ iken yaptıkları ile İslam Tarihi’nin en önemli figürlerinden biridir. Cennetle müjdelenen sahabeler arasında olan Hz. Ömer, gerek kişiliği, gerek adaleti, gerek cengaverliği, gerekse İslamiyet’e hizmetleri ile bilinir. Hz.Ömer’in hayatı adeta İslamiyet’e adanmıştır. Hz.Ömer’in kişiliği ise örnek olacak niteliktedir.
HZ. ÖMER KAÇ YILINDA, NEREDE DOĞDU?
Ömer bin Hattab, Mekke şehrinde, Beni Adi kabilesi içinde doğmuştur. 581 yılında doğan Hz.Ömer’in Babası Hattab bin Nüfeyl, annesi Hanteme bint Haşim’dir.
Ailesi kabilesinin önde gelenlerinden değil, orta sınıfa mensup bir aileydi. Babası tüccarlık mesleği ile iştigal ederdi ve kabilesi içinde zekası ile tanınan biriydi.
Hz. Ömer’in çocukluğu deve güderek geçmiştir. İslam kaynaklarına göre okuma yazmayı çok hızlı bir biçimde öğrenmişti. Edebiyata ve şiire büyük meyli ve sevgisi vardı. O dönem coğrafyasında okuma yazma bilen sayısının azlığına rağmen Hz.Ömer’in okuma yazmayı hızlıca öğrenmesi zekasına delalet ediyordu.
Hz. Ömer’in cüssesi ve heybeti henüz küçük yaşında dikkat çekiyordu. Gençlik ve olgunluk döneminde de düşmanlarının veya rakiplerinin gözünü korkutan en önemli özelliği de bu olmuştur.
HZ. ÖMER NASIL MÜSLÜMAN OLDU?
Peygamber Efendimiz 40 yaşındayken Hira Mağarası’nda Peygamberlik vazifesini aldı. Vazifenin ilk zamanları gizlice yapılan ibadetler, Allah’u Teala’dan tebliğ emrinin gelmesi ile açık biçimde gerçekleşmeye başladı. Fakat bu Mekkeli Müşriklerin hiç hoşuna gitmemişti.
Babasından etkilenerek putperest olan Ömer bin Hattab, İslam tebliğini ilk başta hiç hoş karşılamadı. Mekkeli Müşrikler, cesareti ve yiğitliği ile bilinen Ömer bin Hattab’ı, İslam tebliğini engellemesi için bizzat Peygamberimiz’i (s.a.v) öldürmek ile görevlendirdi.
Ömer bin Hattab bu görevi alır almaz yola koyuldu. Fakat Allah’ın (c.c.) izni ile yolda Nuaym b. Abdullah ile karşılaşmış, bu noktada büyük bir kırılma yaşanmıştır. Nuaym b. Abdullah’dan kendi kız kardeşi Fâtıma ile kocası Saîd b. Zeyd’in Müslüman olduğunu öğrenen Hz. Ömer, Peygamber Efendimiz’den vazgeçerek, bizzat kardeşi ve eniştesini öldürmeye, onların evine gitmiştir.
Fakat o sırada kız kardeşi ve eniştesini Taha suresini okurken duyan Ömer bin Hattab, ilk olarak okuduklarını kendisine de vermesini istemiştir. Bu isteğini reddetmesi üzerine kız kardeşini ve eniştesini dövmüştür. Fakat bu sırada İmanından vazgeçmeyen kız kardeşinden ve ailesinden etkilenen Hz.Ömer’in yüreği yumuşamıştır.
Bu olaydan sonra Habbâb b. Eret’ten kendisini Resullulah’a götürmesini isteyen Hz.Ömer, Peygamber Efendimiz’e biat edip, Müslüman olmuştur.
İslam Ansiklopedisi’ne göre, Hz. Ömer’in Müslüman oluşu ile Hicrete kadar geçen 6 yıllık sürede kendisi hakkında pek bir bilgi bulunmuyor. Medine’ye hicretten sonra kendisinin bir çok muhacir ile Kufa’da oturduğu, sık sık Medine’ye, Peygamber Efendimiz’in yanına gittiği bilinmektedir.
Dört Halife dönemine kadar Peygamberimizin bütün savaş ve gazvelerinin yanı sıra, anlaşmalarında da yanında bulunan Hz. Ömer, İslam’ın ilk döneminde bir çok zaferde önde gelen isimlerden biri oldu.
Dört Halife dönemi Hz.Ebu Bekir ile başladıktan sonra, kendisinin müşavirliğini ve kadılığını yapmış, sahte peygamberlerin saf dışı bırakılmasında önemli rol oynadı.
HZ. ÖMER’İN HALİFE OLUŞU
Hz. Ebu Bekir 2 yıl halifelik yapmıştır. Fakat hasta düşüp vefat etmesi üzerine yeni bir halife seçimi ihtiyacı doğmuştur. 634 yılında Mescid-i Nebevi’de halifelik görevini devralmıştır.
Hz. Ömer’in halifelik dönemi İslam fetihlerinin yoğun yaşandığı altın çağlardan biridir. İlk iş olarak kaybedilen toprakların peşinde düşen Hz. Ömer, Sasaniler üzerine yürümüş, Medâin, Ahvaz, Tüster’i fethetti. Ardından Celûlâ ve Hulvân’ı, hemen ardından Sûs, Hûzistan ve Musul’u fetheden Hz.Ömer önderliğindeki İslam Ordusu, Irak’ı artık tamamen ele geçirmiştir.
Hz. Ömer bir diğer cephede ise Bizanslılara karşı savaşmıştır. Bizans ile Yarmuk, Halep, Ecnadin, Demirköprü, Dathin, Firaz ve Qarteen savaşlarını yapan Hz.Ömer önderliğindeki İslam Ordusu bu savaşlarda Filistin, Lübnan ve Suriye bölgelerini tamamiyle topraklarına katmıştır.
Bu fetihler nedeniyle büyük ganimetler elde eden İslam Devleti’nin hazinesi bir hayli büyümüştür.
HZ. ÖMER’İN ŞEHİT EDİLMESİ
Miladi 1 Kasım 644 yılına kadar İslamiyet’e adanmış bir hayat geçiren Hz.Ömer, bu tarihte, Medine kentinde sabah namazı kılarken, vergi nedeniyle kendisine kin duyan Mugire bin Şu’be’nin Fars kölesi Ebû Lü’lüe tarafından saldırıya uğradı. Hançer ile saldırıya uğrayan Hz. Ömer yaralara 3 gün direnebildi. 3 gün sonra şehit olarak Hakk’a yürüdü.
581 yılında doğan Hz.Ömer, 644 yılında, 63 yaşında vefat etmiştir.
HZ. ÖMER’İN KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ
Hz. Ömer’in son derece zeki olduğundan daha önce bahsettik. Fakat İslam Tarihi’nde Ömer bin Hattab ismi geçince ilk akla gelen adalet olmuştur. Tarihteki bir çok örnekte Hz.Ömer’in adaletini övecek kanıtlar bulunmaktadır.
Kişisel olarak ise gür sesli, uzun boylu ve cüsseli olduğu bilinmektedir. Mizaç olarak son derece sert olduğu, keza Allah’In emirleri konusunda son derece katıdır. Yine Hz.Ömer’in bu nedenle özellikle kul hakkı konusunda temkinli olduğu bilinmektedir.
Hz. Ömer’in bilinen en önemli lakabı ‘Faruk’tur ve bu kelime hak ile batılı birbirinden ayıran demektir. Bu noktada özellikle Peygamber Efendimiz’in hadisleri konusunda çok seçici davranmış, bizzat kendisinin duymadığı veya sağlam şahitlerin olmadığı hadislerin aktarılmasına izin vermemiştir. Ayrıca Müslümanların emiri anlamına gelen ‘Emir’ül Müminin’ lakabı da ilk kez Hz.Ömer’e verilmiştir.
HZ. ÖMER SÖZLERİ
- Dürüstlük pahalı bir mülktür, ucuz insanlarda bulunmaz.
- İnsanların en cahili, ahiretini başkasının dünyasına satandır.
- Ahiret işlerinde zarar etmektense, dünya işlerinde zarar ediniz.
- Dağlar üstüne buğday dağıtın, Müslüman ülkede aç kuş kaldı demesinler
- Kendi nefsinde görmediğin ayıbı başkasında görme.
- Kötü bir işin en gizli şahidi vicdandır.
- İnandık deyip geçmeyin, inanmış olarak yaşayın.
- Kalbinizin ısınmadığı insanlardan uzak durun.